Okulumuz Türk dili ve edebiyatı öğretmeni Gökhan Yıldırım Akşehir İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünün 24 Kasım Öğretmenler Günü münasebetiyle düzenlediği öğretmenler arası kompozisyon yazma yarışmasında kaleme aldığı "Bir Hazan Muştusu" adlı eseriyle ilçe üçüncüsü olmuştur. Akşehir Kültür Merkezinde düzenlenen törende ödülünü alan hocamızı tebrik ediyor, başarılarının devamını diliyoruz.
BİR HAZAN MUŞTUSU
Kasım ayı, elindeki fırçayla turuncuya boyadığı dağlarda yeşili kovma telaşında. Gökyüzünde kurşuni bulutlar sinelerinde taşıdığı yağmuru ve önlerine kattığı kışın habercisi soğuğu şehrin sokaklarına bırakıvermekte. Her esen rüzgâr çarparken insanların suratlarına, her sallanan dal sararmış yaprakların ağırlığından bir bir kurtulurken, caddelerde sımsıcak bir heyecan üşümüş küçücük elleri ısıtıvermekte. Takvimler 23 Kasım'dan azat olup, 24 Kasım'a vuslat ederken güneş kıpır kıpır yüreklerin üzerine doğmak için şafakta kendini gösteriyor. Elinde çantası ,gönlünde bin yıllık Anadolu sevdası ile bir öğretmen tek tek gözlerine bakıyor masum gönüllerin. Akşemsettin'den bilgeliği,Yavuz Sultan Selim'den hoşgörüyü ,Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk'ten kararlılığı ve azmi doldurmuş heybesine ;yanaklarını güneş kavurmuş bu memleketin emaneti yavrularına tek tek pay ediyor. Sınıflardan koridorlara, oradan bahçeye taşan her kalpte bu emanetin ağırlığı var. Peki, niçin?
1071'de kucağını ve kapılarını açmış bu yurda vefa borcumuzu ödemek için... Asırlarca tarihe not düşmüş üzerinde ilim ekilip zafer biçilmiş bu mümbit topraklarda daha nice Fatihler ,Akşemsettinler,Atatürkler yetiştirmek için... 21.yüzyılın ilk çeyreğinde olduğumuz şu günlerde tarihe tanıklık eden değil, tarihin tanıklık ettiği bireyler olabilmek için ... Gelişen, değişen dünyada insanın ve insanlığın faydasına olacak her başarı hikâyesinin altına imza atabilmek için... Geleceğin dünyasını kavramış, modern dünyanın ve ilerleyen teknolojinin mimarı olmaya aday lâkin bunca güncelliğin arasında tarihe ,medeniyet birikimine ve milli şuura sırtını dönmemiş ;Yahya Kemal'in ifadesiyle "Kökü mâzide olan bir âti" bilincinde kuşaklar yetiştirebilmek için...Teknolojiye yön veren fakat kölesi olmayan, maddeyi elinde tutan lâkin insanı âlemin özü yapanın mânâ olduğu hakikatini ıskalamayan, pay sahibi olduğu her yenilikte sevinip şâhit olduğu her dramda ağlayabilen ,bâkî kalan bu kubbede bir hoş seda bırakıp giden bir neslin bu coğrafyada filizlenebilmesi için... Evet, bunca şey için gözleri kör eden karanlığa inat ,geçit vermez sarp dağlara inat, üzerine sağanak sağanak yağan ümitsizlik yağmurlarına inat gözleri kamaştıran bir ebemkuşağı gibi sen varsın ey öğretmenim! Bir muştu, bağlamadan dökülen yanık bir türkü, baharda omuzlarında biriken kara inat başını yükselten bir kardelen gibi sen varsın ey öğretmenim!
Bugün Kasım'ın 24'ü.Puslu ufkun ardından yükselen güneş sonbaharla sarmaş dolaş olmuş, yeşilden sarıya çalan ovayı ısıtmakta. Bir sınıf penceresinin önünde gözlerini ufka dikmiş bir öğretmen... Yollara düşmüş cıvıl cıvıl dimağlar... Zannetmeyin ki sahip oldukları sadece defteri, kitabı ve kalemi. Yüreklerinde memleket sevdası, dillerinde yarına dair söylenecek sözlerin sancısı, atasından emanet aldığı bu yurda bir taş koyabilmenin telaşı var. Kitaplardan adını duyduğu Mimar Sinan'ın asırlar ötesinde bile gıpta edilen feraseti, surlar üzerinde elinde sancağı ile duran Ulubatlı Hasan'ın cesareti, düşman donanmasını gören ve bir an bile tereddüt etmeyen Atatürk'ün basireti var. Bunca kıymetli manevi dinamiğin ardında bu hasletleri alıp çağın gerçekleri ile harmanlayan bir kahraman var. İşte o ,bugün ayazın yalayıp geçtiği pencerenin önünde durup, bahçeden içeri giren yüzlere tek tek bakarken herkesten gizli bir heyecan yaşıyor. Saklı, mütevazi bir yürek çarpıntısı...Gördüğü her çehrede geleceğe adını yazdırabilecek bir kudretin izlerine şahit oluyor. Adı yıllar sonra bile unutulmayacak nesiller yetiştirebilmeyi görev edinmiş bir idrakin sessizce haykırışıydı bu gizli heyecan.Herkesten saklı fakat göğsüne sığmayan bir onurla çıktı öğrencilerinin karşısına.
Her daim bugünü değil geleceği anlattı onlara. Gönül erinin dediği gibi "Bugün geçti yeni şeyler söylemek lazım." düsturunu şiar edindi. Artık bu masum yüzlere her baktığında kendini insanlığa adamış bir hekimi görüyordu İbn-i Sina'nın adımlarına basarak yürüyen, başında bareti ile bir mühendisi görüyordu ilhamını ve zekâsını Mimar Sinan'dan alan, semalarda süzülen bir pilotu görüyordu cesaretini büyük bir kararlılıkla Galata Kulesi'nden ufka uzanan Hazarfen Ahmet Celebi'den emanet alan ve işte tam o anda tahtanın başında bilgiye aç gözlerin çakılı olduğu bir muallim görüyordu hayalinde sen, yüreğinde Başöğretmen Mustafa Kemal olan.
Bugün yağmur yağıyor şehrin sokaklarına. Vadilerden kentin üzerine ayaklarının ucuna basarak yaklaşan bir soğuk akın ediyor. Caddeler insan kalabalığı ile dolup taşmakta. Sokaklarda baş döndüren bir telaş hüküm sürmekte ve bunca keşmekeşin içinde karşıda bir okulun bacası içinde taşıdığı mutluluğu şehre yaymak istercesine tütmekte. Bunaltırken çevremizdeki bütün olumsuzluklar, içten gelen yanık bir tebessüme sığınıveriyoruz. Sizler de yağmurun kara, hazanın kışa çaldığı şu günlerde hasretini duyuyorsanız umudun ve sevginin, çalın bütün kötülüklerden azade bir sınıf kapısını. Elinde tebeşir düşerken ilk harf tahtaya güneş nasıl yırtıyorsa mavilikleri kaplayan bulutları, bir kıvılcım da işte böyle tutuşturuverir yanmaya sevdalı yürekleri.
Gökhan YILDIRM
Adres:
Yarenler Mahallesi 33778. Sokak No1 Akşehir/KONYA
Telefon
03328131503